16 Kasım 2005 Çarşamba

Jack DeJohnette

Konserlere öyle ya da böyle beklentili gidiyorum - zaten beğenmediği bir müziğin/müzisyenin konserine kim gider ki... Bazı konserlerde müzisyenler çıkıyor, parasını aldığı konseri verip gidiyor - tabi bir de "ayıp olması bis'i" çalmayı ihmal etmiyorlar elbet. Ama öyle işte - geçip gidiyorlar. Bazıları var, adamlar gerçekten "iyi" müzik yapıyor ve "iyi" çalıyorlar canlı olarak da. "Tatmin edici". Bazen de öyle konserler oluyor ki sahnedekiler ne kadar iyi çalmak istediklerini göstermek için coşuyorlar. Alkış için çalsalar da çok mutlu oluyorum bana sundukları bu yetenekleri gördüğüme. ("deneyimlediğime" demek istiyorum aslında ama bi İngilizce kokusu aldım.)

Bir de dinleyicilerini dışarıda bırakmadan, sahnede müzik aracılığıyla bütünleşip eğlenen, kaptırıp gidenler var. Her konseri farklı karakterde olan müzisyenler - işte asıl onlara tapıyorum. Çok az denk geliyorum ama bana uzunca bir süre yetiyor aldığım keyif. İşte Jack DeJohnette konseri... Rapçilerde nasıl "kardeşlik" kavramı varsa cazcılar arasında da bildiğimiz "arkadaşlık" var - birçok yerde beraber çalmanın getirdiği bir birbirinin "cümle"lerini tamamlama güzelliğine sahipler. Jack Bey ve arkadaşları da böyle eğlendiler. Tam parçayı bitirecekken "son davul vuruşu" üzerine bir tane daha, bir tane daha, bir vuruş daha derken arkadaşlarının da katılımıyla yeni bir şeyler ortaya çıkardılar sürekli.

"Ben bunu seviyorum."

2 Yorum:

18 Kasım, 2005 17:17

"Tecrübe etmek". Türkçe'nin yetersiz kaldığı ve İngilizce'ye benzemek istediği durumlarda onu çekip çıkaracak bir Osmanlıca kelime vardır hep, kullanmayı tercih ediyorsan.
Veya birebir eşlemeden taviz verip:
"Tatmak".

diyor Blogger Mine...  
15 Ocak, 2006 05:57

Ya yine de "deneyimlemek", "tecrübe etmek"ten daha hoş geliyor gibi kulağa, hem zaten aynı anlamdalar. Asıl "yaşamak" olabilirdi belki ama "o kadar da değil."

diyor Blogger İpek...  

<< Anasayfa